
Biliyorum Gaziantep’i bu köşeye daha önce de misafir etmiş, bir ya da birkaç kez Antep mutfağının “anlatılmaz, ancak tadıldığında bilinir” yemeklerinden dem vurmuştuk.
Hiç Antep’e gittiniz mi, muhteşem mutfağından herhangi bir yemeği yahut tatlıyı toprağında tattınız mı bilmiyorum, ama yapmadıysanız ve damak zevkinize düşkünseniz ne yapıp edip mutlaka Antep’ten geçirin yolunuzu.
Antep denildiğinde akla ilk gelen kebaplar ve baklavalar oluyor. Bu iki lezzet, Antep mutfağının en meşhur temsilcilerindendir. Gerçekten Gaziantep’e gidip tül gibi incecik yufkaların içerisine konulmuş olan özel fıstık ve görkemli şerbetin dansını izlediyseniz ya da başka hiç bir yerde bulamayacağınız kebabından yediyseniz bir kez, bu iki şeyin niçin bu kadar meşhur olduğunu anlıyorsunuzdur.
Baklava yapmayı bu kadar iyi bilmelerinin nedeni belki de bu tatlının 1800’lü yıllardan itibaren kentte yapılıyor olmasıdır. Kentin baklava ustalarının bu tatlıyı yapmayı Halepli ustalardan öğrendiğiyle alakalı herhangi bir kuşku yok. Ancak, bazı kaynaklar Antepli Güllü Çelebi’nin Halep’e giderek baklava yapmayı öğrendiğini, birtakım kaynaklarsa Halepli ustanın tesadüfen Antep’e geldiğini ve işi buradaki ustalara öğrettiğini yazar.
Bu teorilerden hangisi doğru olursa olsun kesin olan bir şey var, Gaziantepli ustalar işlerini oldukca iyi öğrenmiş olacaklar ki, 200 yılı aşkın süredir en lezzetli baklavaları yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler. Çünkü onlar baklava dendiğinde, yufkanın ne kadar ince olması gerektiğinden baklavaya lezzet veren fıstığın niteliğine, baklava hamurunun hangi undan yapılacağından ne tür oklavayla açılacağına kadar pek fazlaca ayrıntının bu tatlıyı Antep adıyla anılır hale getirdiğinin farkındalar.